Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Perşembe, Ekim 09, 2008

yaz/sonbahar

O zamanlar ben bir yaz genciydim. Yüzümden güneş akardı. Denizin maviliği kokardım ve geceye öyle benzerdim ki bazen, yıldızlar tünerdi senden sonra çoğu beyazlayacak olan saçlarıma. Sen de sonbahar gibiydin. İçinde bir hüzün beslerdin ve kahverengiydi omuzlarına usulca düşen saçların. Sararmış gibiydi biraz dokunuşların. Bir esinti olurdu, çeker giderdin, ucun nerede çıkar hiç kestiremezdik. Hep benden önde oldun sen. Ben kayboldum hep varlığında. Karıştım sana usulca ve sen oldum kış olup bahara varana dek. Ne zaman kendimi bulsam sen hep geride kalmıştın ve ben ne zaman sana karışmak istesem kendimden vazgeçmem gerekti. Seninle oldukça kendimi, kendimle oldukça seni kaybettim. Bilemedim. Bu işin sırrı nedir bir türlü çözemedim.