Benim bir adım momo,
Diğeriyse asıldı devrimden hemen sonra gecenin bir yarısı.
Bu ateş kentinde doğup büyürken
Sadece bir adım kaldı benim: momo.
O zamanlar acı yeşeriyordu arka bahçemizde,
Tohumları ekeni hiç bulamadılar.
O yüzdendir bu kentte her şey mubah artık.
Bu kentin sararmış kitaplarda yazılı tarihinden geriye kalan tek şey
Hayalet gibi gezinen çocuklarıdır
Ve hepsinin sadece bir ismi vardır,
İkiyi onlara hep çok gördüler.
Her gün çığlıklarla sökerdi şafak
ve biz ancak o zaman anlardık
kirlenmeyen tek şeyin rüyalar olduğunu.
Bu oyun nasıl çıkmışsa artık hiç bilmem
Umutlardan evler yapılıp yakılıyor
içinde cayır cayır yanıp acıya doyabilmek için.
Çünkü bu kente düştükleri ilk günden beri
Acıyla emzirildi onlar.
Acı olmadan
-iyi bilirim-
asla düş kuramaz çocuklar.
Ama bu kentte
düşler de yasaklanacak diyorlar.
Yağmur bu kentin üstüne bir daha düş/mez artık.