oysa fazlasıydık biz
sence nedir bizi daima yeni yolculuklara,
yeni arayışlara iten?
sence nedir doğup bir türlü ölemediğimiz bu kenti terkedişimizin sebebi?
biz ki vurulup düşsek anında kalkardık
kimsenin bu kenti bizden almasına fırsat vermeden.
şimdi bastıran karanlığın sebebi biz olduk
ve kovuluyoruz
turuncu üstüne eflatun çizgili taşlarla döşenmiş bu kentten. ve bir daha dönmemek üzere zoraki yolculuklara çıkıyoruz,
zoraki ayrılıklar yaşıyoruz
ve geride bıraktıklarımız
sadece bir gezgin diye hatırlıyor bizi.
oysa fazlasıydık biz,
görmek istemediler...
bizi daima yanlış bilen insanların çocukları olduk,
sürüldük üstüne umutsuzluk çökmüş topraklardan
ve biz gittikten sonra o topraklara gömüldü
bizden geriye kalan
savunduğumuz ne varsa.
oralardan gitmek ne bizi gezgin yaptı
ne de bir serüvenci.
sürülmüş olmanın kırık kanadıyla başka diyarlara uçmaya zorlandık.
geride hep alay edenler kaldı,
bir kez olsun vazgeçmediler bundan.
ve sadece misket oynadığımız çocuklar yolculadı bizi
onlara bizden miras kalan misketleri
buruk bir sevinçle avuçlarında tutarken.
biz ki duvarlara yazarken umudun doğuş öyküsünü
çiçekler yeşersin istedik içimizde
ve hiçbir zaman solmasınlar diye suladık onları.
renklere boğarken sokakları
insanların bakışlarındaki nefreti
yok etmek istedik sadece
bakışlara maviyi,
yeşili katmak istedik,
işte bu yüzden olacak ki kovulduk bu kentten.
önce tanrı kovdu bizi cennetinden,
hemen ardından bu kent.
oysa cesur olmak istedik sadece
anlamak istemediler...
ve
kim ne derse desin
ben inanmıyorum
her geçen gün int-i-harların sayısı artarken
kuşların buralardan göçme sebebi onlar olmasın.
yeni arayışlara iten?
sence nedir doğup bir türlü ölemediğimiz bu kenti terkedişimizin sebebi?
biz ki vurulup düşsek anında kalkardık
kimsenin bu kenti bizden almasına fırsat vermeden.
şimdi bastıran karanlığın sebebi biz olduk
ve kovuluyoruz
turuncu üstüne eflatun çizgili taşlarla döşenmiş bu kentten. ve bir daha dönmemek üzere zoraki yolculuklara çıkıyoruz,
zoraki ayrılıklar yaşıyoruz
ve geride bıraktıklarımız
sadece bir gezgin diye hatırlıyor bizi.
oysa fazlasıydık biz,
görmek istemediler...
bizi daima yanlış bilen insanların çocukları olduk,
sürüldük üstüne umutsuzluk çökmüş topraklardan
ve biz gittikten sonra o topraklara gömüldü
bizden geriye kalan
savunduğumuz ne varsa.
oralardan gitmek ne bizi gezgin yaptı
ne de bir serüvenci.
sürülmüş olmanın kırık kanadıyla başka diyarlara uçmaya zorlandık.
geride hep alay edenler kaldı,
bir kez olsun vazgeçmediler bundan.
ve sadece misket oynadığımız çocuklar yolculadı bizi
onlara bizden miras kalan misketleri
buruk bir sevinçle avuçlarında tutarken.
biz ki duvarlara yazarken umudun doğuş öyküsünü
çiçekler yeşersin istedik içimizde
ve hiçbir zaman solmasınlar diye suladık onları.
renklere boğarken sokakları
insanların bakışlarındaki nefreti
yok etmek istedik sadece
bakışlara maviyi,
yeşili katmak istedik,
işte bu yüzden olacak ki kovulduk bu kentten.
önce tanrı kovdu bizi cennetinden,
hemen ardından bu kent.
oysa cesur olmak istedik sadece
anlamak istemediler...
ve
kim ne derse desin
ben inanmıyorum
her geçen gün int-i-harların sayısı artarken
kuşların buralardan göçme sebebi onlar olmasın.
2 Comments:
intihar (:
bot!
Ben de bıdılamak istiyom!
<< Home