reise der hoffnung
Görünmez olabilmenin sırrını elime geçirdiğim an değişecek her şey. işte o zaman dünyada sadece ikimiz varmış gibi rahatça oturup iki çift laf edebileceğiz. belki arada sırf canım istedi diye öpebilirim seni. beni geri çevirmeyeceğinin rahatlığını yaşayarak hem de. heyecandan üstümde kahve dökebilirsin sen de. kahve lekesini çıkarmak için lavaboda yırtınmama gerek kalmaz böylece. o halde oradan uzaklaşıp milyarlarca insanın yaşadığı bu gezegen sadece bize aitmiş gibi birbirimize sıkıca sarılarak o uzun yolda, bitecek diye endişelenmeden yürüyebiliriz. istersen eğer, kaldırımda oturup dondurma yerken önümüzden geçen arabaların içindeki insanların hayatlarını tahmin etme oyununu bile oynayabiliriz. unutma, her kırmızı arabada kırık bir kalp vardır. her mavi arabadan kanatlanmak isteyen birileri çıkar. her beyaz arabanın içinde küçükte olsa bir günahkar mutlaka vardır. ben kahverengiden çekinirim en çok. çünkü onun gömdüğü birileri hep olur. geride bırakmak zorunda kaldığı. unutmamak için kendini o rengin içinde boğduğu... dahası da var ama.. mutluluğu, huzuru, acıyı, hüznü anlayabileceğin arabalar geçecek önümüzden. ve hepsini doğru tahmin edeceğiz. çünkü insanı insan yapan ne varsa bu oyunun içinde olacak. yanılmaktan korkmak yok, oyunun böyle bir kuralı da yok. sadece insanların paylaşmak istediği ama buna bir türlü cesaret edemediği şeyleri çekip alacağız içlerinden. ve onlar uzaklaşana kadar serbest bırakmayacağız onları. sonra kaybolacaklar, insanlar onlardan kurtulacak, dünya biraz daha güzel hale dönüşecek. belki zamanı gelince, hoşuna gittiyse, iksirimiz bitince, diğer insanlarla, yüklerinden kurtulmuş insanlarla aynı kaldırımda oturup dondurma yerken tekrar bu oyunu oynayabiliriz, kim bilir?
0 Comments:
Ben de bıdılamak istiyom!
<< Home