Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Perşembe, Eylül 06, 2007

Night Dialogues vol.1

Al başını, çek git buralardan.
Uzun ince yollardan geç. Koca tepeleri aş. Bir ırmağın kenarında dur. Elini yüzünü yıka. Soluklan biraz. Sonra devam et her şeyden uzaklaşmaya. Yapabileceğin en iyi şey bu senin. Hayatın boyunca hep birilerini geride bıraktın. Oysa yanıldın oğlum. Geride bıraktığın senden başkası değildi. Hadi yine terk et kendini. Belki akıllanırsın biraz. Gerçi akıllanma gibi bir yeteneğin de yok senin. Buna yetenek denir mi bilemem ama, değilse bile fark etmiyor, akıllanmadıktan sonra değişen hiçbir şey olmuyor. Kaç defadır diyorum sana; böyle gitmiyor, silkelen biraz.

-Dinleyen kim.
-Kim?

Senden ne 7 olur ne de cüceler. Senden ne beyaz atlı olur, ne de prens. Ne öpecek bir pamuğun olur, ne de seni öpüp prense dönüştürecek bir prenses. Ancak bir cadıdan elmayı yersin sen. Başka bi b*k yapamazsın. Hep yaptığın şey; defol da git zehirlen. Ölüm uykusuna dal, nasılsa öpüp uyandıracak biri yok, ömrün boyunca cam fanusun içinde uyursun, ne güzel.

-Dünya mı umurunda olan?
-Dünya derken?

Geçenlerde gökyüzüne bakınıp kaç yıldız olduğunu saymaya çalışan sen değil miydin? Sonra sabah oldu. Gözlerimi açtım. Hala yukarı bakıyordun. Bu sefer de bulutlara şekiller uyduruyordun. Bu senmişsin. Bu benmişim. Bu da evimizmiş. Yeryüzünde bile yerimiz yok oğlum. Gökyüzü şurada dursun…

-Burada temel…
-Hiç komik değildi.
-Bırak şimdi. Komikti :)

Bunu da aş artık. Hep sen haklı olamazsın. Her bildiğin doğru mu sanıyorsun?

-Evet. Ayrıca, o gece tam 3946 tane yıldız saydım, biliyor muydun?
-Hiç söylememiştin.
-Sordun mu hiç? Beni eleştirmekten fırsat olmamıştır sormaya.
-Ciddi sorunların var oğlum.
-O bulutlar da bize gerçekten çok benziyordu. Hadi itiraf et, öyleydi di mi?
-Tamam, biraz benziyordu.
-Aferin. Ha şöyle come to yol.
-Hakikaten problemlisin.
-Diyalogu bitirecek bir cümle lazım şimdi.
-Ney?
-Böylelikle bize ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyoruz sayın seyircilaar. Gelecek yüzyılda tekrar görüşmaaah umuduynan. Hoşça kalın.
-Var bi sapıklık abi, belli.