Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Cumartesi, Ağustos 04, 2007

Getirin!

Meğer ne çok çabalamışız bir şeyleri koruyabilmek için. Meğer ne çok çabalamışız bir şeyleri değiştirebilmek için. Hep olabilmek için meğer ne çok uğraşmışız, terler akmış alnımızdan gözyaşı gibi yüzümüzde dolaşarak, tutulmuş ayak bileklerimiz kalbimiz gibi, adım bile atacak gücümüz kalmamış. Meğer, nasıl da yutmuşuz zamanı çiğnemeden aşka aç insanlar gibi. Geçmiş, geçmiş olalı meğer kabullenememişiz bizi tek yok edecek olanın kendimiz olduğunu. Geride bıraktığımız ne varsa gelecekten beklentimiz olmuş, geçmişe dönüş olmadığını anladığımız günden beri meğer nasıl da kanamış yaralarımız düzelmesini beklerken. Her hayal kırıklığı bir başka yenilgiye dönüşmüş bizim için. İçimizi acıtan ne varsa yüzümüze vurmuş, sahile vuran yunuslar gibi. Şimdi elimizde sadece “hiçlik”, sadece “yokluk”, sadece “siyah” var. Haber verin tüm dünyaya; yenildik! Yıkanmasın hiçbir el, lavaboya akmasın kırmızı. Kana bulanmış elleri getirin de öpelim!