Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Cuma, Temmuz 06, 2007

Quo vadis?

Her şey can sıkıyor artık. Ne olduğunu anlamadığım, boğucu bir sis bulutu üzerimde, ne yapsam nereye gitsem kurtulamıyorum ondan. Gölgelenmiş tüm hayatım. Yıkıntılar içinde kalan, yaşamak için kurtarılmayı bekleyen bir depremzede gibiyim. Düzelecek her şey, hayat daha yaşanılır hale gelecek, yaralanan kanatların tekrar uçuracak seni, ne olur üzülme, diyorsun. Dinliyorum seni ama, inanamıyorum, inanmak gelmiyor içimden. Düzelmesi beklenilen hiçbir şey düzelmedi ki bugüne kadar, hiçbir beklenti gerçekleşmedi ki, buna nasıl inanabilirim ben, diye soruyorum sana, cevap veremiyorsun. Bir sır vereceğim sana, diyorum. Bir ormanda yürürken, ağaçlardan topladığım kitaplardan okuyup öğrendim bunu: hayatla başa çıkmaz istiyorsan delice sevecek bir kalbe sahip olmalısın; ama bak benimki paramparça, benimki yaralı, bak, nasılda kanıyor..