
Yapayalnız, terkedilmiş, kalbi ölümcül darbelerle parçalanmış halde çiziyorum kayıp şehrin haritasını. Belki oraya dönerim, kaybolurum yine. Kimse acıtmaz bir daha canımı, milyonlarca parçaya bölmez belki kalbimi bir daha. Elimde başımın en büyük belası, evrenin tek azılı düşmanı, inadına deli gibi atan kalbimin bir resmi var: “işte bu, yok etmek için çabaladığınız küçük, kırmızı şey bu“ demek için elimde tuttuğum.
Aslı içimde sıkışmış,
sığmıyor bedenime;
çıkarıp
atmak istiyorum,
beceremiyorum,
acıtıyor
bazen,
nefessiz kalıyorum..
1 Comments:
Öyle bir unutur ki, sen bile şaşırırsın.
Hatta unuttuğunu bile unutursun.
“Bu kalp seni unutur mu?” meselesine...
“Bambaşka bir halin vardı, fark
etmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı, bu kalp seni unutur mu?
Bu kalp seni unutur mu, kalbim
seni unutur mu?”
Unutma meselesini çözdük değil mi? Unutmasına unuturuz da!
Devamı gelecek
Ben de bıdılamak istiyom!
<< Home