Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://draft.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Perşembe, Haziran 07, 2007

From the future

Dudak uçuklatan cinsten bir hareketle aldı aklımı gelecek yüzyıldan kovulan ela gözlü altın yüzlü güzel kadın. Ne olduğunu anlamak uğruna harcanan tüm enerji, gereksiz bir işlemi gerçekleştirmeye çalışmaktan başka bir halt değildi. Bunun gereksiz bir iş olduğunu anlamak bile Tanrı’nın bir lütfüydü aslında. Her şey asırlar önce taş kalıplara yazılmıştı sanki, birer birer olması gerektiği gibi yaşanıyordu. Bir sonraki adımı tahmin edebilmek kadar eğlenceli bir şey yok. Önce boynuma sarıldı, sıkıca sardı beni. Kokladım, gerçek gibi kokuyordu. Böylesi de görülmemiştir herhalde, başlı başına bir kanıt, dedim. Hiçbir yalan böyle kokmaz. Hayaller de kokusuzdur zaten. Ama bu ela gözlü altın yüzlü güzel kadın neyin nesi böyle? Öpüşmek gerçekte bu kadar zevkli miydi yoksa gelecek yüzyılda bunun bir yolunu mu buldular? Bir anda ışınlanıp geleceğe kaçmak, geride hiçbir iz bırakmayıp efsane olmak, hepsi bir hayaldi ama şimdi durum olabilecek gibi, çok daha farklı, çok daha komplike. Yüzüne bakıyorum, milyonlarca soru soruyorum, duymuyor sanki beni, sadece gülümsüyor. Bir gülümseme yahu, heyecandan kalbim duracak, aklım yerinden fırlayacak, bir açıklama yap, iki kelime bir şey söyle. Yüzünde sadece bir tebessüm, gözleri ışıldıyor. Nedir senin hikayen, buralara neden düştün, kaç yıl yedin gibi onlarca sorunun içinden sadece bir tebessümle çıkabilen tek kişi sadece o sanırım, ela gözlü, altın yüzlü güzel kadın. Böyle bir şeyi gelecekte her insana öğretiyorlar mıdır acaba, bir de neden yüzleri altın, onu çözmekte bir hayli zorlanıyorum. Ayrıca bana niye denk gelir böylesi, “ne alaka?” der, ortalıkta sarhoş bir filozof gibi dolaşırım, kimse buna engel olamaz. Zaten beni tanıyan bilir, bu duruş, bu bakış, bu anormal davranış, başıma bir iş geldiğinin kanıtıdır. Sıkıca tut beni, dizlerim tutmuyor, heyecanlanınca parmak uçlarım uyuşuyor, hayat olması gerektiğinden fazla güzelleşiyor, sersemleşiyorum, dünya gerçekten dönmeye başlıyor, zaman durmuştu bi ara, hayat işlemeyen bir mekanizmaya dönüşmüştü, şimdi değişti her şey, güzelleşti, biraz anlaşılmaz ama olsun, bu da onun gizemi.