Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Salı, Haziran 26, 2007

Bienvenido al Paraiso


Gökyüzü kadar kızgındı bu adam. Onun kadar kızıl. Renklere bu kadar düşmanken, beyaz kanatlarıyla altında duruyordu gökyüzünün. Tüm şehir sırtını ona dönmüştü, bu yüzden bükmüştü boynunu uçabilecek kadar özgürken. Nefret ettiği bir renge boyanmışken gökyüzü, "beyaz kanatların bana ne faydası var ki?" diye geçirdi içinden. Gerçekten ne faydası vardı ki? Düşünceler ağırlaştırmıştı tüm bedenini, sarmıştı ruhunu kollarıyla sıkıntı. Ne beklentiler gerçekleşmişti onun için, ne kazanılan zaferlerin bir anlamı kalmıştı. Yalnız bir meleğin çektiği acıyla bekliyordu amaçsızca yeni günün doğmasını. Geride bıraktığı herkes, nikbin perisi bile uyuyordu onun yokluğundan habersiz. Oysa ki onsuz uyuduğuna hiç rastlamamıştı perinin. O bile uyuduysa, dedi. O bile uyuduysa zaten kaybedilmiştir her şey.