Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Salı, Mayıs 22, 2007

istersem uçabilirim.

Vallahi ne desem, ne yapsam bilmiyorum ki. Böyle bir durumda insan nasıl davranır, nasıl tepki verir, afallar mı, kızar mı, ağlar mı, yanar döner mi, nedir kardeşim, nedir yapılması gereken en doğru hareket, nedir verilmesi gereken en mantıklı karar? Ölümcül sorular zincirinden bir bölüm okudum size, gerisini siz düşünün, gidin izleyin hayatı, yeterince karmaşık, fazlasıyla gizemli, her yanı buram buram karanlık, bir de ölü doğanlar derneği var, bir de doğarken kaybedenler, diye. Bir yere üye olmayı sevmem, bir yere bağlı olmayı, bir grupla takılmayı istemem. Ama bu farklı; insanın kendine, kendi kimliğine üye olması gibi bir şey. O yüzden, kurucu üyelerden, hatta en baştaki havalı tiplerden biri de benim. Özel, simli, kabartmalı kartlarımız var. Kaliteden ödün vermedik, paraya kıyıp -ki paraya kıymak kadar zevk veren başka bir şey olamaz- böyle bir şey yaptık. Başımızı belaya soktuk, biliyorum. Adrenaaaaaliiinn her şeydir. O yüzden geber aşağılık pislik, geber kahrolası diktatör! Hitlerin ölmeden birkaç saat önce evlendiğini, karısıyla sevişemeden intihar ettiğini, öldükten sonra ne cennete ne de cehenneme kabul edildiğini, dünyaya, tekrar dünyaya geri gönderildiğini, içimizde bir yerlerde, şu sokak başındaki muhallebicide, iki sokak ötedeki ayakkabı tamircisinde, o da olmadı, pazarlarını küçük balkonunda oturan, gelip geçen arabaları izleyip, onların plakalarını ezberlemeye çalışan yurdum insanlarının içinde olabilme ihtimalinin yüksek olduğunu biliyor muydunuz? Her insanın, senin bile içinde bir Hitler olabilir. Kahrolsun, saçını yana doğru yalanmışçasına yapıştırır, dünya çok berbat, daha güzel olmalı, der; insanları, en acayip yaşam formlarını öldürmek için çırpınır dururdu. Ne yaparsa yapsın, aldığı nefes bile dünyayı daha kötü bir hale getirdi. Bak şimdi, söylediklerimde var bi b*kluk, farkındayım. Çok tehlikeli bir oyunun içindeyim, son bir hakkım kalmış, deli dana gibi ortalıkta dolaşıyorum, di mi? Sabahın köründe heroes episode 13’ü indirirken zaman geçsin diye saçmalamış olmama kimse, aç kaldığı için sinirlenen kediciğim bile kızamaz, bi tarafımı çizip miyavlayamaz. Sesini yükseltme diyorum, kafam zonkluyor. Geçen geceden beri kendime gelemedim. Aptal aptal dolaşıyorum ortalıkta, ki bu yeni bir şey sayılmaz. Bu tür şeyler, kötü şeyler, yani alışkanlıklar öldürür insanı, derler. Yalan. Bu arada bir part daha bitti, yaşasın, amacıma emin adımlarla yaklaşıyorum. Son part’ı indirmek için sabırsızlanıyorum!

Bitti. Vallahi, bitti. Böylece bu da biter. Kullanıp atıyorum seni. İşim bitti seninle, amacıma ulaştım, her şey sona erdi benim için; bir önemin kalmadı. Mümkün olduğunca, en azından birkaç gün senden uzak durmaya çalışacağım. Beni arama, telefonlarına çıkmayacağım. Ahaha öyleyimdir, n’olmuş yani?

Ooo Young liars,
Ooo Young liars,
Thank you for taking my hands