Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Perşembe, Nisan 12, 2007

Cuma akşamlarından pazar akşamlarını ayıran o güzel duyguyla büyüdük biz. Her cuma akşamı iyi bir başlangıç, her pazar akşamı kötü bir sondu bizim için. Şimdilerde günlerin pek bir önemi kalmadı. Cuma akşamı da aynı şeyi hissediyorum, pazar akşamı da. İkisini birbirinden ayıran, çocukluğumun güzel günlerini hatırlatan o duygudan eser yok şimdi. İçimizdeki o duygu öldü; ölmediyse bile diri diri derinlerde bir yerlere gömüldü. Yerini bulup tekrar gün yüzüne çıkarsak bile, bıraktığımız gibi mi olacak, hiç bilemiyorum.