Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Perşembe, Mart 08, 2007

yarım doğanlar, ruhu iki arada bir derede kalanlar, pazartesi nefretiyle beslenen daywalker'lar, karbondioksit soluyan miralar, pijama giyen ninjalar, huzuru emen lenaton.. hepsinden bir parça var içimde. bu işin sonu nereye varır bilemem ama, bazen -hele ki tan vaktiyse- kendimi çok daha farklı hissediyorum. herşey göründüğünden daha değişik gibi geliyor. mabedimde -duvarları turuncu renkli odamda- her gece dans ettiğim nyph bile aynı şeyi söylüyor bana. tavanıma çizdiğim güneş sistemi de bu konuda bizimle hemfikir. bu farklılığın üzerimde yarattığı etkinin olumlu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. hatta bu durum hoşuma bile gitmeye başladı sayılır. eskisinden daha enerjik, daha hareketli hissediyorum kendimi. öyle ya, yorulmak nedir bilmeyen gecenin özü nyph bile artık hızıma yetişemiyormuş; paramour pink ile geldiği yere geri dönerken geminin tayfalarından birine söylemiş bunu.

off!

herşey bir yana, içimi binbir parçaya bölen peri masalları bir yana, her gece yeni bir savaş verdiğim hipilik bir yana, yokluğunun doğurduğu yalnızlık hissiyle başa çıkmaya çalışan nixi'nin çektiği eziyet bir yana, dönüp dolaşıp geldiğim, geride bırakıp pişman olduğum, unutup tekrar hatırladığım, semeres gibi yokluğunda da, varlığın da yanıp tutuştuğum tek şey, yani sen bir yana...

her başlangıcın sonu sen oluyorsun. açılan her kapıda senin yanın, gidilen her yolda senin izin, baktığım her aynada senin yüzün var.

bu dünyada herşeyin anlamını yitirmesini sağlayan, zamanın durmasını neden olan, yaşamın tüm renklerini solduran tek bir şey var, o da ne biliyor musun?