Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Pazartesi, Şubat 05, 2007

Rahu!

O'nun bir lafı var, "bu hayatta kimseye güvenme!"

yaşadığı dünyada hiçbir canlıya güvenmemesini gerektiren, hayallerini yıkılmasına yol açan, umutlarını körerten, beklentilerini yok eden, böyle bir söz sarfetmesine neden olan 'şey' ne olabilir, çok merak ediyorum.

başına gelen şeyin ne denli büyük, yıkıcı ve telafisi mümkün olmayan türde olduğunu tahmin etmek bile insanın tüylerini diken diken ediyor.

bunları yaşayan insanın, kendini lanetlenmiş hissetmesi, işlemediği bir suç için cezalandırılıyor olmasını düşünmesi, gerçekten o kişinin üzerinde koyu gri bir renk bırakıyordur, eminim.

dumanın arasında önünü göremiyor olması, bu durumdan onu kurtaracak, bulunduğu belirsizlikten onu uzaklaştıracak ışığın ortaya bir türlü çıkmaması ne kadar da ürkütücü, değil mi?

insanın, kendini çözümsüzlük ile doldurulmuş olimpik bir havuzda boğuluyor gibi hissetmesi, yalnızlığının en doruk noktasına ulaşması ve güzel günlerin artık geri gelmeyeceğini anladığı 'o an'...

sessizlik, soğuk, titreyen bir beden, tükenmiş göz yaşları, akılda kalan 'umudu yitirişe dair' yazılmış bir şarkı, rengi solmuş eflatun tonunda anılar, yitirilen inanç, sağı da solu da çalışmayan loblar, the end, bitiş, son, boşluk, çürümeye yüz tutacak bir iskembe, kilidi kırık cennet kapısı, kapıları sonuna kadar açılmış cehennem, görmeyi istemediğimiz boynuzlu, koyu kırmızı inabezler, korkunun verdiği o duygu, mide kasılmaları, bilincini kaybetmek için ruhunu satışa çıkaran adam...

hepsi bir,
hepsi birbirinin içinde.

bunların birleşmesiyle ortaya çıkan şeyin yarattığı yıkımı düşünmek bile istemiyorum.

ayı ve güneş'i yutan Rahu, herşeyi karanlığa göm, hadi!