Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Çarşamba, Aralık 13, 2006

Herşeyin vardır bir sonu.

X. ve Son Bölüm.

Benim adım Canıtın.
Bulutlara değer kanadım.
Yerçekiminden tamamıyla muafım.

Her dakika değişen, yaramaz, iki dakika yerinde duramayan Umut ve tamamen zıt kardeşi Umutsuzluk, yine gündelik işlerini yapmaya başlamışlardı. Sabahın daha ilk saatlerinde beni uyandırmakla başladılar işlerine. Bu defa ilk kimin beyaz/siyah bir bulut gibi üzerime çökeceğini düşünürken çok kısa sürede bir karar vermek zorunda olduklarının bilincindeydiler. Güne iyi(?) bir başlangıç yapmaları gerekiyordu; o yüzden konunun üzerinde pek durmadan kararlarını verdiler. Uyandığım gibi umut benimle ilgilenecekti, beyaz bir bulut olup tepemde gezinmeye başlayacaktı. Sağolsun, çok güzel uyandım, nefis bir kahvaltı ettim ve güne iyi bir başlangıç yaptım. Açtım müziğin sesini, kitap okumaya başladım. Her cümle yeni bir yol, her yol yeni bir hayat, her hayat sen, sen de benim yaşamım… Her düşünce, her hareket, her ritim seninle ilgili.. seni anlatıyor tek tek, doyamıyorum tadına. Hepsi çok güzeldi...

Ehh, hep böyle gideceği yok ya! Diğeri çıkageldi hemen. Umutsuzluk Efendi buyur, günümü altüst edebilirsin, her zaman güne umutla bakacak değiliz ya! Etrafım yine karardı, odam karanlık, canım sıkkın. Zaman geçmek bilmiyor, ağır ağır.. resmen can çekişiyor.. kasıldım yine, hiçbir şey yapmak istemiyorum, anlamı yok her şeyin. Kendimi çok bitkin hissediyorum, sanki dünyanın en dibindeyim, üzerimde tepinen milyarlarca hayat ezerken beni, gülüyorlar hep bir ağızdan. Sinir stres, gerginlik, beni sıkıca saran kimsesizlik… boğazımı sıkıyor biri, nefes alamıyorum. Konuşmaya hiç niyetim yok, bağırmayı da istemiyorum, boğuk bir havası var odamın, içinde kaybolmaya yüz tutuyorum.

Umut, nerdesin? Sıra sende, dönsene geri!


Döner mi, dönmez mi bilinmez...

Ve perde kapansın.
SON.