Micho2 Michougué <body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar/14364200?origin\x3dhttp://michougue.blogspot.com', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Cuma, Ocak 25, 2008

knights of takhisis vs ninjas in pyjamas

uzun dönemde hepimiz ölüyüz bebeğim; hala fark edemedin mi? neyin savaşını veriyorsun benimle; hepimiz yitik bir zamana dönüşeceğiz, ağlarken çıkardığın sesler geçmişe karışacak. yine de seviyorsun ya beni, sinirleniyorum feci şekilde. ve ben sana ne kadar geride kal dediysem, o kadar yakınlaşıyorsun bana. beter olması gerekecek kadar kötüyüm ben bebeğim; ama sen çok iyisin, gitmen gerekiyor zamanı gelmişken; ama sana anlatamıyorum bunları, hiç dinlemiyorsun beni.

aradan onca zaman geçmiş, hala bir tekrar vurmakta hayatlarını. başa sarıp yeniden yaşıyorlar her şeyi, milyonlarca parçaya bölünmüş kalplerinin acınası haline umursamadan. acıyarak bakıyorum onlara zaman zaman; ama bir yanları da çekiyor beni içlerine. sanki sonsuzluğa vuracak kadar öze inip arındırmışlar ruhlarını diğer her şeyden. bu kadarına dayanamayacağımı düşünüp değiştiriyorum kanalı, yeni bir hikayeye başlamış olmanın verdiği heyecanla tüm dikkatimi ona veriyorum, bir öncekinin daha ne kadar devam edeceğini düşünmemeye çalışarak…

Salı, Ocak 22, 2008

Rüya gerçeğe ne kadar yakın olursa, uyandıktan sonra duyulan acı o kadar büyük oluyor.

Salı, Ocak 01, 2008

YY

Merhaba Yenı Yıl, benim adım Mich.
Kabalığımı bağışla. Aradan birkaç saat geçti ve ben hala sana kendimi tanıtmadım, affedersin. Süryani şarabını deli gibi içip şişenin dibine vurmak için yırtınmakla meşguldüm o aralar. Çünkü sadece o şarap diğer şeyle aynı hissi yaratıyor bende, çünkü o şarap kalbimdeki sızıyı biraz olsun alıp mideme doğru gezintiye çıkarıyor. Midem ağrıdıkça kalbim birkaç saatliğine olsa da rahat rahat çarpıyor, yüzümde aptalca bir sırıtmayla birlikte. Sadece o şişenin dibine vurunca sızılar yer değiştiriyor. Yeni Yıl, umarım beni anlıyorsundur; çünkü bu sene beni anlamana gerçekten çok ihtiyacım olacağını düşünüyorum. Bu yılda senden beklentim sadece bununla da sınırlı değil. Birçok şey istiyorum senden. Bunların hepsinin gerçekleşmesini ve bu yılın geçen diğer 22 yıldan daha farklı olmasını bekliyorum; benim için, ailem için, arkadaşlarım için, kısaca tüm sevdiklerim için… Seninle karşılaşacağımız güne bir hafta kala ajanda edindim kendime. İçine olmasını istediğim şeyler, ihtiyacım olan şeyler, düzelmesini istediğim şeyler, hep devam etmesini istediğim şeyler, değişmesini istediğim şeyler, bitmesini istediğim şeyler… hepsini tek tek yazdım. Bir sayfalık bir liste oluştu ve inan hiçbiri olmayacak gibi değil.Yastığımın altında saklıyorum ajandayı. Gerçekleştikçe üstlerini çizmeyi düşünüyorum. Benim için onları gerçekleştirmeni bekliyorum. Bu sene beni hiç üzmeyeceğini ümit ediyorum. Ve sana Merhaba, diyorum, Merhaba Yeni Yıl, ben Mich. Elimde gerçekleşmesini istediğim şeylerin bir listesi var. Doğum gününde mumları üflerken bile dilek dilemeyen birinden beklenmeyecek bir hareket, kabul ediyorum. Ben seni şaşırttım, sıra sende, listedekileri gerçekleştirip şimdi de sen beni şaşırt!